9 Mart 2014 Pazar

mavi gözlü dev!


Hep "sen de bişeyler yaz istediğin zaman babasi" derdim. Erteledi. Fırsat bulamadi. Hic beklemediğim bir anda bir yazı geldi. Ne güzeldi.
Şöyleydi:

"Bu bloga bugüne kadar yazma fırsatım olmadı...İyi ve güzel şeyler yazıldı hep, ama Can'ımın bu güzelliklerini yaşamanın yanında maalesef hayatımızda bizi sınarcasına gelişen durumlar oldu...

Can'ın biricik dedesi, uyandığında yanına gitmek istediği Cemal'i, onun odasına gittiğinde yatağına zorla çıkmak istediği, ışığını açtırdığı, radyosundan müzik çaldırdığı, önüne kalem kavanozunu boşalttırdığı dedesi, verdiği mücadeleden maalesef galip çıkamadı.

Mucize diye bir şey var midir? Bekledik, bize olmadı, belkide mucize şansımızı Can'da mı tükettik... Dualarımız onunla...




İki evin de her köşesine bakınca onu görüyorum. Saçma sapan digiturk kartında bile babam var. O saçma kartı biz varken bize kulak asmadan çıkartıp sokan ufaklık salonda dedesi varken turlu maymunluk yapıyor, dedesinin gözünün içine bakıyor, hiçbir şekilde karta dokunmuyordu.

Mutfakta bulaşık makinesini görünce onu görüyorum "iyi olsam şunun motorunu değiştiririm, Ankara'dan gelince tamir ettirelim" demişti. Evin koridoruna beraber yüklük yapmıştık, ne için? Acil durum çantası gibi kaplıca çantasını koymak için :,) İçerisinde listesi, çanta içeriğinde var olanlar işaretlenmiş eksikler gitmeden tamamlanacak.

Balkona çıkıyorum masamızı görüyorum, masa yerine tahta kestirmek için gezerken sırf mutlu olsun diye (ki bir daha belki ne zaman kullanacaktık) dekopaj almıştım, o kadar acemi işi yapmıştık ki balkonda kesim yaparken saçımızın içerisine kadar talaş olmuştuk.

Arabama biniyorum, hastane yolculuklarımız ve sabahları yolda giderken yemem için hazırladığı tostlar hatırıma geliyor... Nereye, neye, kime baksam onu görüyorum.

Beni teselli eden şeylerin başında Can, Efe ve Ecem'iyle geçirdiği güzel şeyler geliyor. Belki erken oldu ama minik Can'ım belki o kadar hatırlamayacak olsa da Efe & Ecem ne kadar melek gibi bir dedelerinin olduğunu hep hatırlayacaklar. Bizim de görevimiz Can'a bunları hatırlatmak olacak...





Bugün Cemal'imiz yok, belli ki annesinin ve hatta bu dünyada hiç hatırlamadığı babasının yanına gitti ve bizi yukarıdan izliyor... Kendimi avuttuğum konulardan biri de bu; o babasını hiç görmedi, nedir bilmedi. Ama bize öyle bir yaklaştı ki kendi yaşayamadığı güzelliklerin hepsini bize yaşattı... Babadan çok arkadaş oldu...

Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Can'in doğumu, bizim babamların alt katına taşınmamız, babamın hastalığı... Son zamanlarında Ankara'ya gelişimiz. Burada bütün akrabalarının ve ailesinin yanında huzura kavuşması... Bu zincir, bu senaryo sanki önceden kurulmuştu ve bize oynamak kaldı. Sanırım kader veya alin yazısı dedikleri şey bu.Bunlar da sanırım bizim sınandığımız durumlar olsa gerek.Daha milyonlarca detayda milyonlarca hatıra yazabilirim, çünkü benim babamla olan ilişkim doya doya yaşanmışlık olarak adlandırılabilir.

Neyse son günlerinde yaptığım gibi melek babamı koklayarak öpüyor, ve onu hiç bir zaman unutmayacağımızı söylemek istiyorum.Seni çok ama çok seviyoruz, iyi ki babamızdın, iyi ki dedemizdin...Mavi Gözlü Devimiz, huzur içinde uyu..."


Serkan

Not: belki elime geçtikçe bu yaziya Cemal li fotoğraflardan eklerim. Bir çırpıda bulabildiklerim bunlar.


Not 2: Eski diskleri karıştırdıkça bazı bazı resimler çıkıyor piyasaya..Ekleyelim görelim:


Canın 1.yaş kutlamalarında 



Sonradan dahil olduğumuz ,doğum kilolarının %70'i hala üstümde olduğu halde aldırmayıp Can'ı babannenin ayağına atıp atıp denize kaçtığımız, birlikte yüzdüğümüz yazlık tatilinden..Can burda 4 aylık.

Baba oğul gidilen cimbom maçları..Sayısı çok değil ama sanırım hepsinden çok keyif almıştı.

Mekanın cennet olsun güzel insan.Seni çok özlüyoruz...











7 yorum:

  1. gözlerim doldu :( ne güzel demiş ama serkan, babamı doya doya yaşadım diye.. acınızı paylaştım, ışıklar içinde uyusun..

    YanıtlaSil
  2. Canım Kardeşim başınız sağolsun.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş..
    Hepimiz onu çok güzel anılarla hatırlayacağız. Kendi sevimli düzeniyle; 2si birarada kahvesini, çöpe atılan kettle'ını, özenle ayırdığı küçük balıklarını.. hepimizin hep tebessümle anacağımız ne çok anısı var..
    Bu blogu da Can büyüsün, neler olmuş okusn diye yazıyorduysak eğer; bence o da içten içe hatırlayacak dedesinin onu ne kadar sevdiğini.
    Huzur içinde yatsın.

    YanıtlaSil
  4. Yaşanacak günlerini dolu dolu yasamak nasıp etmiş sizler gibi evlat nasip etmiş,birbirinden şeker torun nasip etmiş,hayatına destek olan bir eş nasip etmiş.Tek teselliniz bu olsa gerek hayatın çizdigi senaryo herkese aynı davranmıyor erken ayrıldı .topragı bol mekanı cennet olsun Cemal amcamın.Sevenlerine de saglıklı huzurlu bir ömür.
    ünal

    YanıtlaSil
  5. Serkan sözün bittiği yerde ne güzel cümleler bulmuşsun duygularını anlatacak. huzur içinde uyusun. Geride kalanlara Allah sabır versin
    neslihan

    YanıtlaSil
  6. o mehmet eren ve ecenin de dedesiydi. çünki öyle dediler. ona dede demeyi uygun gördüler son gördüklerinde. sonra o camal dede oldu . çünki o tam bir dedeydi. olması gerektiği gibi, sözlükteki ve masal kitaplarındaki tarifleri gibi, az değil daha fazlası gibi... şen, sevimli, zeki, becerikli , oyuncu, şarkıcı, topçu , tonton ihtiyar delikanlı.
    seni sevdik be Cemal Amca. ama kim tanısa severdi ki. bu o kadar normal ki.
    mekanın cennet olsun. toprağın bol olsun. seni çok güzel uğurladık. törenlerle dualarla. layık oldugun gibi. gözü yaşlı ama sessiz bir guruh yürüdü peşinden. kimisi dua etti kimisi seni anlattı yanındakine.
    güzel insan.
    huzurla uyu. kalan ömrünü Allah torunlarına bahşetsin.

    YanıtlaSil
  7. Gözlerin dolduğu ,ama yine de küçük tebessümlerin edildiği çok güzel bir yazı olmuş .Başınız sağolsun. Toprağı bol olsun..

    YanıtlaSil