5 Haziran 2014 Perşembe

Can bir adaya düşerse



İnsan aynı günde vapurla, oturaklı bisikletle, at hayvanıyla,at arabasıyla tanışırsa, martısına cartısına şaşırırsa, bir sürü şey öğrenir bir sürü şeye heyecanlanırsa gün sonunda nasıl olur biliyor musunuz? aha böyle :)))


Evet ada vapurunda dönüşte Can:)

Vapurun sallanması, suyun köpürmesi, dalgalar... Aynı komik videoya bir kere daha gönderme yapılamayacağı için hayır bekleme okuyucu onu, o espiri evet buraya daha uygun olsa da, öteki yazıda yapıldı :) 

Ada denince aklına gelen klişeleri çıkar ver desem şurda size, bi çeşit seyirci jokeri kullansam, bunları söylersiniz, evet dondurma dersiniz, inkar etmeyin. El kadar çocuğa hijyen koşulları, içerdiği gerçek süt ve meyve oranı sorgulanır cinsten bir dondurmayı yedirdim mi? Tabiiki. Oh çok da sevdi.   Ama yeminlen söylüyorum, kafamıza ucubik çiçekleri takmadık. 


Herşey masal kitabındaki süslü at arabalarını anlatmamla başladı. O kadar sevdi ki onları. Hep onları kullanmayı, atlara deeeh dediğini hayal etti.  Benim görevim ne? O master ben slave olduğuma göre bu missionu da başarıyla ya yerine getirecektik ya da evde bulaşık yıkamaya devam edecekti. Zira pek az şey onu bu işten alıkoyabiliyor.Sular ziyan olmasın diye plastik kapları doldurup sonrasında on sefer kıyafet değiştiriyoruz, yani, bazen...Ama açınca da çooook ip gibi açıyoruz "greenpeace"li,"rain forest action network"lü, ya da  "friend of the earth" aktivisti arkadaşım  ya da sen şili deki çevresel örgütçü kardeşim, ya da İskandinav kökenli olan, sen de. "World water council" mensubu ya da ay bilemedim, "iski" li :p  Kızmayın çok ziyan etmiyoruz.


sonra arabacı amca gel otur buraya dedi ama tırsanziiii. Ya da at kakaları onu dehşete kapıldırtmış olabilir...


Esralar ve yaseminler vardı bizimle orada. Herkes neşeliydi. Ne güzel. Burası "aa ne şekerler,afferim onlara Can için onlar da gönüllü olmuş ne hoş" diyeceğin bölüm. 

fayton fayton fayton..unutulmazlarda ilk 5 e girdi..

 Tabi ki sıkı bir yemek faslı. Önce dondurma şimdi de kızarmış patates . Ben slingomum ım mı dedim de size canım?



Geldik bir diğer hayale. Her gördüğü bisiklete binmek isteyen, bi tur versene diyen oğlum tabiki de çok güzel kuruldu ve keyfine baktı benim bazı yerlerim terlerken :) Ama kondisyon kalmamış, ölmüşüz biz. Yokuşlarda felaketiz. Yine de nasıl sevdi, nasıl eğlendi, hiç bitmese ondan iyiydi.


Saat artık uyku saatini o kadar geçince, üstüne, onun alışkanlıklarına göre extreme sports sayılabilecek faaliyetler sonrasında sızdı kaldı :) Şimdi o ilk fotoğrafa tekrar bakabilirsiniz. Artık dönüş vapurundaki o #direncan pozu böyle oluştu:) Biz onu mutlu ettik, Allah da bizi mutlu etsin..:p



Parkta bir 5 years old abi , ona bir kez top attı diye yine ona atmak istemesi, abinin ise sunduğu imkanın bundan öteye gitmemesi, Canın arkasından bakması, sonra da "mavi giydi abi, ona atıcam" cümlesi... video, çık aklımdan :P yani ama derdini artık nekadar net anlattığını anlatmıyorum diye cümlelerinden örnekler de vereyim değil mi? Yazı zenginleşir. Hıhım..
Dün gece yatmadan önce babannesine dönüp , "yarın sabah görüşücez seninle " dedi :)
Birkaç gün önce de babası bezini yokluyorken "elleme elektrik çarpar" dedi :)) 


Bisiklet sürmek için illede bisiklete ihtiyaç yok.Almayın para tuzağı hep onlar. Hani çocuklar babalarının sırtına çıkıp gezerken ata bindim der ya bizimki ona kedi diyor mesela. Yani o ne diyorsa o...


Haftasonları deniz vapur göreceğiz diye artık İstanbul kazan biz kepçe. Annesi gibi deniz kenarında dolaşacak illaki. Evet bu yazıdaki kendimle benzeştirme açımı bu yönden belledim. Cümlemi eleştirene bi korum istikamet çorum kalşklşasklasdkdls  :p 




Benim güzel tatlı şeker bir siyah scooterım vardı, Suzuki . Çok uzun yıllarca değil ama epey bi dolaştım onunla. İşe geldim gittim. Onu kullandığımda saçlarım yapışmış, makyajım akmış onu bile dert etmiyordum düşünün. Sonra bu bloğun sahibi çıktı piyasaya. Siyuu baay kendine iyi baaak dedik kuzukiye. Belki bir gün bir vespam olur yine. Aynı şey olur mu bilmem. Onun çağrışımları, anıları, hissi başkaydı. Güzel yollarda gezdim onunla hep. Güzel anılarım var onunla ilgili. Neden hemen vazgeçtik diyorum bazen. Ama bazen "orda duran"la yeterince ilgilenmiyorsan, ihmal ediyorsan, alıştığı sevgiyi gösteremiyorsan,önceliklerin değiştiğinde o bunu fark ediyorsa, onu serbest bırakmak doğrusudur. Şimdi başkaları binecek üstüne diye kıskançlık edemezsin. 
Ne? evet , konu hala Can ;) Çok seviyor işte motorbisikletleri dedim ya. Resim de var. Tüm park halindekilere böyle çıkıp oturuyoruz. Çalışırsa işi olmuyor, topuk yani, tabi başka o. 

Şimdi yakın zamanda önümüzde bir Eskişehir akabinde Bursa gezintisi var. Günü gününe yazamazsam ondan yani :) 








15 yorum:

  1. Ay meşhur olduk! O değil de evde ben sürekli iş makinelerine baaak, kocamaaan..... drahtöre baaaak diye dolanıp duruyorum. Hay bin kunduz!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim de türkçem ona paralel olarak ilerliyo iyice. yada geriliyo neyse :)
      evet yazıda da bahsettiğim gibi dünyanın dörtbiryanındaki okuyucularım sizi gördü barışla.

      Sil
  2. Sevgili Can,
    İleride bu yazıları okurken, dersen ki ayfer teyzem my favourite, bil ki haklısın! fekat buraya daha önce yazdığım yorum silinmiş. Evet bizim kuşağın en büyük derdi yazdığı yorumun silinmesi, kaybolması oldu. ilk değil, son da olmayacak.

    O zaman dearest can, how long will i love you diyorum sana. Dün ilk piştini oynadın benimle, benim attığm bardak altlığına "pişşşşşt" diyip elindeki bütün bardak altlıklarını yere koyarak mütemadiyen kazandın. Zaten sen daha kazanmak kavramını bilmiyorsun ki , bunlar daha yabancı sana, öyle de kalsınlar. sen hep kazan, aksi mümkün müymüş diye şaşır.

    ada blogun da yandan çarklıymış hani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. burada çeviri yapmak gerekirse diyor ki ayfer :" sevgilim can, senin ağzını yerim, nekadarda uzun seveceğim seni. " :p

      Sil
  3. her şeye çok güldüm ama istikamet çorum süper espri len :)

    YanıtlaSil
  4. Ay Can ne komik bu senin annen, sen de komiksin ondan belki...
    Ada vapurunun dönüş kısmına, Ada'nın yemek ve bisiklet kısmına şahidim şükür.
    Sahiller, iskeleler bizden fırsat kalırsa sizin olsun anam.
    Neyse, güzel yaz gelince de gidecek miyiz? Ayrı kalmayalım ya..
    Valla alıştım ben Can Can'a ki kendisi Esra ve benden ayrılmak üzereyken "N'apcam ben şimdi" dedi geçen akşam, valla dedi, billa da dedi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet bende şahidim dedi :) yaz gelince de gelicez. tüm yaz buralardayız nasılsa. ramazan demiycez recep şaban demiycez ordayız :D

      Sil
  5. ada. annem çok sever. ben de severim. aslında bizim aile genel olarak sever. Can neden sevmesin ki DNA sında var onun
    ah kuzum pestili çıkmış koşturmaktan.
    seviyom seni len

    YanıtlaSil
  6. okudum meeliiikeeee
    ama ilk fotoda koptum söliim yani :)

    YanıtlaSil
  7. 26-5 Haziran=21 haziran.. Yani 21 gün.. 21 tane boş geçen Haziran günü..
    Ayy Melike çok tembelok bişisin..

    YanıtlaSil